translate ingilizcesini böyle verdi:

In the summer of 1998 I completed my apprenticeship successfully, "is how Jessica Dichta the start of her career. She works as a train driver at RBH in Gladbeck. Engineer and Lokführerinnnen in the iron and steel production, rolling stock, or just used in mining. And after training course can also work in passenger service.

Thank you!

Böyle bir şeyler olmalı, terimleri kendim çevirdim ama.

“1998 yazında eğitimimi başarılı bir şekilde tamamladım.” şeklinde anlatıyor işe başlangıcını Jessica Dichta. Gladbeck’te RBH (www.rbh-logistics.com) şirketinde makine ustası olarak çalışıyor. Bay ve bayan makine ustalarına Demir- ve Çelik üretiminde, Raylı araç yapımı ya da aynı zamanda madencilik gibi işlerde ihtiyaç duyulmakta. Ayrıca başarılı bir öğrenim sonrası tabii ki yolcu taşımacılığı alanında da çalışabilirler.

Ben olsam ingiltereye ya da çine giderdim.

yerınde olsam dırek mısıra gıderım. ben gidicem agustosun 20 sinde

www.nestravel.com

aynı şekilde kendi programımı yaptım, Hırvatistan'a gidiyorum temmuzun sonunda. 3 şehir gezeceğim.

tcdd interrail biletleri ile avrupa turu planlardım.
denk getirebilirseniz dönüşü uygun bir fiyata uçakla yapabilirsiniz.

hatta önce dönüş için ucuz avrupa uçuşlarına bakardım, bütün organizasyonu onu göre yapardım. hem trenle giderken pek çok yeri -uzaktan da olsa- görme şansınız olur.

Deniz, kum, güneş olsun diye bir planım yok. Tek kriterim sıkıcı bir ülke olmasın. Gündüz gezip gece eğlenilecek bir yer uygundur. Tatilim kısıtlı olduğu için çok uzak bir ülke düşünmedim. İyi ki gitmişim dediğiniz yerler varsa paylaşırsanız sevinirim.

Cevaplarınız için teşekkürler ...

ist - amsterdam, roterdam,bruge, brüksel, paris- barcelona-madrid. ist

bütün bunu bir seferde yaptım. ödül millerle ist-ams mad-ist bedava bilet almıştım. aralarda otobüs tren ve ryanair kullandım. tek vize ile çözersin. maliyet de fazla olmaz. hostelde kalırısın.

italya da cok guzeldir.

cezayir'e git hacı. medeniyetin başladığı yer.

www.ua.gov.tr


bir de 6 mesaj aşağıya bakın!

www.ua.gov.tr

www.agh.gen.tr

buz sürüp sakızı iyice katılaştırarak çıkabilir.

ama bence saçlarına yapışma gibi bir risk yoksa, rahatsız da etmiyorsa ellemeyin. vücut kendisi 1-2 gün içinde uzaklaştırır zaten kendisine yabancı olan maddeyi.

annem eşyaya yapışınca buzdolabına koyuyordu ama şimdi çoçuğu buzdolabına koymak olmaz.o yüzden soğuk su dene.

yöntem 1:

sakızlı bölgenin üzerine fıstık ezmesi bocalayın ve bir süre durmasını sağlayın. sonra tırnağınızla nazikçe çıkarmaya başlayın. yumuşadığı için kolayca çıkması lazım.

yöntem 2:

üzerine vazelin sürün. zamanla düşer.

bebe yağı?

hiç inanmazdım ancak ozon kremi benim gibi çilli ve bembeyaz birinin uçuk lekesini çok çabuk toparladı şimdi hafif bir gölge var, kaldı ki çok uzun süre kullanmadım 3 gün falan yetti bile...

bu kadar işe yarayacağını gerçekten düşünmemiştim.

buradan yorumları okuyabilirsiniz:

www.lilakutu.com

aynısından şu an bende de var. uçuk geçtikten sonra acnelyse sürüyorum, kuruyup dökülüyor ve altından tertemiz cilt çıkıyor.

herhangi bir ozon kremi mi yoksa bu markayı mı tavsiye edersiniz?

ben bu markayı kullandığım için bunu tavsiye ederim. diğer marka kremler hakkında bir fikrim yok çünkü...

hayır lisans mezunları orta öğretim ve liseye giremiyor.

lisans mezunu olarak kpss b grubu sınavına giremezsiniz.

direkt memur atamaları için kpss a sınavından alacağınız (genellikle) p3 puanı ile başvurabilirsiniz.

b grubu sınavlarına yalan beyanla girip, atanırsanız bile evraklarınızın teslimi esnasında ilgili evrakı ibraz edemediğiniz için atamanız geçersiz sayılır. üstelik yalan beyanda bulunmuş olursunuz.

KPSS A sınavına giricem , oradan aldığım puan türü B grubunda bulunan yerlere tercih yapmamı sağlayabilir doğru mu anladım?

Hayır ortaöğretim ve önlisanslara açılan tercihlere başvuramazsınız.

kpss A grubu sınavına gireceksiniz. atamalar yapılacağı zaman ösym tercih kılavuzu yayınlayacak. O kılavuzda sadece "lisans" mezunları için ayrılan kontenjanlara başvurabilirsiniz. hatta örnek olması açısından şu an ösym sitesinde bulunan kılavuzu inceleyebilirsiniz.

bu arada bu yıl için kpss A grubu sınavına girme şansını kaçırdınız. en erken 2013 kpss lisans sınavına girebilirsiniz.

@balık kraker biraz kavramları karıştırmış. A grubu atamalar sözlü ve yazılı sınavlarla eleman alımını ifade eder. örneğin gelir idaresi uzman yardımcısı gibi. bu kadrolar ya uzman yardımcısıdır ya da müfettiş yardımcısı. B grubu ise geri kalan memurluklar/mühendisler ve sağlık çalışanlarıdır.

şimdi gelelim soruna. ösym en son mezun olduğun okulu baz alır, o sebeple 23 eylüldeki sınava girsen ve atansan bile atama onayın yapılmaz. sınav ayrı günler, lisans 7 temmuz, önlisans 23 eylül

Teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için ,A grubu için başvuru yapmıştım harcımı ödedim sınav tarihini bekliyorum.

vajinusmus olabilirmiş.

bir insanın kendi dalağından iğrenmesi ne kadar normalse bu durum da o kadar normal.

Çocukluktan itibaren yaşadığı birşeyler tetiklerse mümkün tabi, neden olmasın.

peki bu durumu genellersek. kadınlar igrenir mi yoksa bu cok normal olmayan bir sey mi?

bana çok normal gelmedi.

nasıl ki vücudunuzun ayak, burun, diş ve dişetleri gibi parçalarından iğrenmiyorsanız, cinsel organınız da vücudunuzun bir parçasıdır ve iğreniyor olmanız pek de normal değildir. kaldı ki bu güne kadar ilk defa sizden duyuyorum.

bir genç kızın kendi bedenini keşfetmesi erkeklerinden farklı olarak daha uzun sürebilen bir süreçtir. çünkü kadın cinsel organında herşeyden önce "kızlık zarı" vardır ve korunması önemlidir. bu yüzden genellikle ailedeki kadınlar genç kızlara ve kız çocuklarına bisiklete binerken, oyun oynarken (düşme v.b.) konularında dikkatli olması gerektiğini sık sık hatırlatır. üstelik regl olmanın kadınlarda "kirlenmek" olarak algılanması ve ifade edilmesi de bir genç kızın kadın cinsel organının kirli, pis, dokunulmaması gereken bir şey olduğu şeklinde algılamasına ve iğrenmesine sebep olabilir.

normal değil.
görünüşü estetik gelmeyebilir, kokusundan ya da ıslaklığından hoşlanmayabilirsin ama iğrenmek normal değil. psikologa gitmek gerek. bütün cinsel hayatı etkiler üstelik böyle bir durum.

gayet normal.

vajina kadar iğrenç başka bir organ yok ki.

gayet normal bir durum.şekil itibariyle absürd bir organ.göz gibi değilki derinliklerinde kaybolasın.

Yok normal. Ben paketleyip kışlıkların yanına kaldırdım zaten.

Herhalde anormal.

iyi ve zevkten kuduracak bir sikis yapamadiysa evet yapinca gecer isin ehlini bulmalidir cigoolo kiralanmasi gerekir bence cunku bu adamlar isin ustadidir gereginde bokunu bile yiyip isi bitirirler

çevremdeki bazı kadınların erkek cinsel organından iğrendiklerini biliyorum, ama kendi cinsel organından iğrenen kadın olmadı çevremde.

bu konuya dair çok fazla olumsuz yoruma maruz kaldıysa, özellikle aile içinde ki kadınlar tarafından kendisine cinsel organ iğrençtir telkinlerinde bulunulduysa veya tamamen estetik olarak sağda solda gördüklerinden daha çirkin-şekilsiz buluyorsa olabilir. ama bence normal bir duygu değil. obsesyona dönüşmediği sürece anormalde değil.

tesekkur ettım.

ankara için sipariş verdim, 4 günde teslim ettiler :(

stokta varsa ertesi gün teslim edildiği bile oluyor ama ortalama 2-3 gün diyelim.

imageshack.us

stok varsa bu akşam kargoya verirler hemen, gerisi kargonun getirme süresine kalmış.

3.

1 veya 2 den birini seç derim ama bana da 2 iyi geldi.

2

1 ya da 2.

1

2

1 ve 2'den ötesi yalan.

4 güzel geldi bana.

sıralıyorum; 3-1-2-4

3

rorschach severim ve 3 ne güzel poster öyle.

1 diyorum.

blackberrylerin ses kalitesi oldukça yüksek. o fiyata rahat bulursunuz. ben sizin yerinizde olsam ipod touch alırdım diyeceğim ama zaten aldım.

benim telefonum, tek geçerim. dokunmatik istemiyorsanız eğer...
daha önceki telefonum da sony ericcson idi. bu telefonu da 2009'dan beri kullanıyorum.

www.mobiletisim.com

normal kanka benimde oyle. dogrusuda oymus zaten. kuru sac hem kotu gozukur hemde sagliksiz. bir iki gun yaglaninca hem saglikli hemde kolay sekil aliyor ama malesef sonraki gunlerde homelessa donuyoruz. takipteyim benimde merak ettigim bir konu.

Bir iki gün duş almayıp kokuşmak yerine saç serumu kullanabilirsiniz.

benim saçlar da kirlendikçe şekle giriyor :)

axe'in yeni kremi var markette bulup kullanamadım ama derdimize derman olacakmış gibi geldi bana.

@i-pek saç serumu nedir? sözlükte hakkında bir şey yazılmamış sanırım.

Aslında kırık ve yıpranmayı engellemek için kullanılıyor ama hafiften yatıştırma ve yağlandırma özelliği işinize yarayabilir. Wax gibi yapışkan değil.

Ve ayrica kepek problemim var. Clear Men kullaniyorum, sampuan tavsiyelerinizi almak isterim.

Ketoral Şampuan ( Reçetesiz 8,5 TL ) alıp prosedürüne göre kullanırsanız 3-4 kullanımdan sonra kepek problemi yaşamazsınız. Bir süre başka şampuan kullanmamanız gerekiyor...

Kirmizi kapakli bisey degil mi? Valla ne yalan soyliyim hic bi faydasini goremedim onun.

wella'nın briyantini var, ellerinize biraz sıkıp ovusturup sac diplerinize getirmeden uclarına surerseniz olur oyle.

dabur vatika.

duş esnasında saç kremi gibi de kullanabilirsiniz, duştan sonra az bir miktarı briyantin gibi de kullanabilirsiniz. hatta duştan önce saç bakım maskesi olarak da kullanabilirsiniz. sanırım 5-6 yıldır kullanıyorum saçlarımı henüz almadım elime!

üstelik son derece doğal bir ürün.

t3.gstatic.com

aynştayn mode on

naftalin suda erimez

ayntayn mode off

böyle kokulu çiçekli ilaçlar var parkeleri silmek için onlar olabilir ya da oda parfümü falan

serginin zemini ne ?

zeminine göre uygun bir temizlik ürünü alın kokulu olanlarından niye kasıyosunuz ki ?

1 şişe kolonya dök, zaten kolonya uçar gider, yanında pis kokuda gider.

kokunun kaynağını yok etmeden kokuyu yok edemezsiniz.
madem yerler toprak, elinize bir kazma bir kürek alın, kokunun yoğunlaştığı yerdeki toprağı biraz kazın ve dışarı atın. sonra zemini düzeltin, gerekiyorsa başka yerden toprakla doldurmayı deneyin. (kedi kumu temizleme mantığı, kokulu kısmı al ve at!)

yoksa koku üzerine döktüğünüz kimyasallarla giderek iğrenç bir hal alacaktır.

kokusuz, odadaki veya kıyafetteki kokuyu yok eden spreyler var, kokunun kaynağı olan yeri kazdıktan sonra kalan bölüme biraz ondan sıkın.

mutfaktan başla... domestos rocks on.

bi de evin dört tarafı balkonlarla çevrili. halılar shaggy denen türden. silkelemek istemiyorum alttakilere ayıp olmasın nası çıkarıcam tozunu tersten mi süpüreyim?

elektrikli süpürgenin ucuna takılan halı süpürme aparatı oluyor, o aparattan yoksa dediğin gibi tersten süpürmeyi dene.

1+1 de yaşamadığınızı varsayarak....


önce mutfaktan başlayın.

(eğer perde vb. yıkayacaksanız mutfağa girişmeden önce 1 parti makinaya atın. o yıkarken siz mutfağı halletmiş olursunuz.)

çöpleri çıkarın, bulaşıkları yıkayın, ocağı silin, aspiratör ve fayansları da silin, durulayın.
mutfağı süpürün, silin. kapısının önüne ıslak bez koyun ve kapıyı kapatın.bütün bunlar için bulaşık deterjanı, domestos ve herhangi bir marka yer silme sıvısı yeterli.

sonra odaları dolaşın ve evde çırpılması gereken her türlü örtüyü (yatak örtüsü, masa örtüsü)balkona çırpın. peşinden balkonları yıkayın. (balkonunuz yoksa küvete çırpın ama hemen temizlemeye gerek yok banyo en son temizlenecek)

ve salondayız...
perde yıkadığınızı varsayarak işe camlarla başlayın. önce sadece ıslak bir bezle camların tozunu alın. sonra camsil ve başka bir bezle güzelce silin.sonra odayı/salonu güzelce süpürün, nemli bir bezle tozunu alın. toz alırken kullandığınız suya bir kaç damla çamaşır yumuşatıcısı dökün, hem mis gibi kokar hem de eşyaların tozlanma süresini uzatır.

(perdelerinizi de takın bu oda bitti. bu arada koltuk ve halı silecekseniz makina boş kalmasın diğer odaların perdelerini sökün ve makinayı başlatın.)

diğer odaya geçtik, önce perdeleri sökün ve makinaya atın.(halı-koltuk silmediğinizi varsayıyorum. yoksa yukarıdaki parantez uygulanacak) yine camlar, süpürme, toz alma...
işinizi bitirdiğiniz odanın önüne ıslak bez koyun, kapısını kapatın.

bütün odalar bitince sırada banyo var.
banyodaki bütün ıvırzıvırı dışarı çıkarın. küvet, klozet, lavabo... heryere çamaşır suyu dökün. güzelce fırçalayın. (feda edeceğiniz kıyafetler olsun üzerinizde bir de çok oyalanmayın. fazla soluma iyi değildir.)durulayın, hatta üşenmezseniz kurulayın. aksi suyun fazlasını süpürün ve banyo kapısını açın, kendiliğinden kurur.

demek ki toplamda
bulaşık deterjanı (marka farketmez)
çamaşır suyu(domestos yoksa güldal)
yer silme sıvısı (marka farketmez)
çamaşır deterjanı (tüller için bim'de satılan tül beyazlatıcıyı tavsiye ederim, çok da ucuz)
çamaşır yumuşatıcı
bir kaç temizlik bezi yeterli olacak.
edit: camsil
kolay gelsin!

@balik kraker çok çok güzel anlatmış favladım silmeyin lütfen. ama bi sorum var kapılara neden işimiz bitince ıslak bez seriyoruz diğer taraftan toz gitmesin diye mi?

@zenc aynını soracaktım. :) bi de eldiven taksak mı takmasak mı? eldiven taksan tam kavrayamıyosun sanki bi de çok sıcak oluyor, takmasan ellerin taş gibi oluyor :/

ben eldiven kullanmıyorum. temizliği bitirdiğimde bir kaç damla zeytinyağını elime sürüyorum. bir de limon dilimi gezdiriyorum. sonrasında sadece duruluyorum. yumuşacık oluyor eller.

ıslak bez sermek birincisi diğer odalardan toz girmesini önler. bir de ayağınızda terlik v.b varsa altındaki kirleri temizlediğiniz odaya taşımazsınız. ıslak bezde terliğinizi siler temiz odaya öyle girersiniz. ama günümüzde laminantlar çok iz yapıyor diye ben temiz odaya girerken ayağımdaki terliği çıkarmayı tercih ediyorum.

imalata başladım ben panpa biliyorum bu parfümün içindekileri paçuli katayım biraz da dahagzel olur sana özel olur asdfasddf. yarın akşama gelir alırsın.

@ekaterina, bana da kafana göre bişiyler üretsene. Yap ortaya bir karışık. Ben gelip alırım.

Adresi pm at. pis sapıklar dadanmasın sana.

cok baba parfüm hakikaten..200den asagi bulmak güc

bir kaç duyuru yukarıda kozmetik satışı için piyasa araştırması yapan bir arkadaş var. sanırım nicki "parfümdür kozmetiktir" ona danışsanız?

bir de ben kokucuk'un notalarından kullandım bir süre, oldukça kalıcı idi.
ağır meyvemli kokulara girmediğiniz sürece hoş şeyler bulabilirsiniz.
ben yeşil mandalina kokusunu severek kullanmıştım.

@bir kac yazar once sana çok acaip bir şey hazırladım panpa, doğal ylang ylang, lavanta ve paçuli yağları ile zenginleştirilmiş formülü sayesinde iç huzurunu tekrar keşfedeceksin. dinlendirici kokusu seni rahatlatırken, özel formülü ile de kızları cezbedeceksin.

up!

wall-e ?

monster house. pek popüler değil ama bence çoğundan çok daha iyi.

Dün akşam Rio'yu izledim moralim de bozuktu, mutlu etti beni tavsiye ederim.

kedisever bir insansanız: puss in boots

kung-fu panda 2

aynı dertten muzdarip olduğum için sizin duyuruya ekleneyim dedim. bu tip sitelere girmeye çalışınca blockpage uyarısı veriyor.

linki kopyalayıp bakabileceğim bir siye/program güzel olurdu.

hidemyass da yasak.

bu islerden anlamiyorum ama google translate üzerinden yasakli siteleri girelebildigini duymustum.

opera tarayıcısını kullan. turbo diye bir özelliği var. aynı proxy sitelerinin yaptığı gibi başka sunucular üzerinden geçiriyor verileri, norveçten. linkle şunla bunla uğraşmıyorsun. sadece resim yükleme değil tüm sitelere girebiliyor.

opera çok yasak. ie8 forevır

eğer yasaklamayı websense programını kullanarak yapmışlarsa geçmiş olsun. bilindil hiçbir çözüm yok.

ben kurdum opera. ama websense üzerinden filtreleme yapıldığı için o da işe yaramadı...
yok mudur başka bir alternatifi bu işin?

firefox + adblock plus + ve asıl iş göre program HOTSPOT SHIELD bu üçünü bu sırayla kurun. giremediğiniz site yok.

resmin linkini tineye.com'a yazdığımda thumbnail halini görebiliyorum. ama yetmiyo tabi.

gecen sene giris 5 - 6 liraydi kese de bir o kadar.

son gittiğimde giriş (kış zamanı) 5-6 tl kese 5 tl masaj (kısa) 20 tl idi.

uysal oteli arayıp sorabilirsiniz fiyatları az çok fikir verir.

Merhaba!

Klanlar:

Klanlar, internet tarayıcısı üzerinden oynanan ve orta çağda geçen bir oyundur. Her oyuncu; şan, şöhret ve güç kazanmasını sağlayacağı küçük bir köyün hükümdarıdır. Bu oyunda, bir sosyal ağda bulabileceğiniz dost ortamını kolaylıkla bulabilir, vaktinizi eğlenceli bir şekilde geçirebilirsiniz. Eskiden "Klan Savaşları" olarak da bilinen Klanlar çok köklü bir oyundur ve Innogames alt yapısına sahip olması ile çok güvenilirdir.

Her yaştan, her kültürden, her toplumdan kişilerin zevkli ve kaliteli vakit geçirebileceği bu oyuna hemen başlamak için;

www.linkbudur.com

"Bu oyunda bir sosyal ağda bulabileceğiz her şeyi, bir oyunca bulabileceğiniz herşeyi ve eşşiz dost ortamını bulabilirsiniz. Eşsiz ve çok kıymetli vakit geçirebilirsiniz."

düzeltmeyi paragraf üzerinde yaptım. "her şey" ayrı yazılır, devamında gelen virgül kelimeye bitişik kullanılır; orta yerde tek başına durmaz.

ayrıca "bulabileceğiniz" yeri aradığınız derseniz cümledeki anlam düşüklüğü düzeliyor.

çünkü "...bulacağınız, ....bulacağınız, ....----->bulabilirsiniz."

yerine

"...aradığınız, ....aradığınız, ....----->bulabilirsiniz."

insan bulduğu şeyi bir daha bulmak istemez zaten, aradığı şeyi bulur.

"Eskiden klansavaşları olarak da bilinen klanlar çok köklü bir oyundur ve İnnogames alt yapısına sahip olduğu için oldukça güvenilirdir."

yine düzeltmeleri metin üzerinde yaptım; "da" ayrı yazılır, ikinci cümle zaten...neyse.

"Yaş ya da kültür farkı olmaksızın herkesin kaliteli vakit geçirip, zevkle oynayabileceği bir oyundur.

not: kaliteli vakit geçirmek?????

ikinci paragraf da anlam açısından pek iç açıcı değil doğrusu...

evlenme.

evlilik bereket getirir. Çoğu kültürde bu böyle anlaşılmış, böyle görülmüştür.

dellenme. hayat senin keyfini çıkar.

olacak gibiyse kendi işin en güzeli.

Evlenmek iş kurmana engel mi?

evlenmek iş kurmaya engel. nerden baksan evde bir kadın besleyeceksin. beslemeden önce de saçma sapan bir harcaman olacak. yaklaşık 20bin kadar. piyy... çok zor ya.

yaş kaç?

baskı oluşturan ekipten uzaklaş
atıyorum ailenle yaşıyorsan, maaşın da iyiyse, kendi evini tut, eşyalarını al, kendine bir düzen kur.

Ben 10 senedir yanlız yaşıyorum, kendi evim, kendi eşyalarım, şimdi şimdi evlilik falan düşünür oldum, 10 senedir gayet keyfim yerindeydi

yaş. 24buçuk :) 25 :) ailemden uzaktayım. ama işte ne biliyim gençler ya. aslında düzenli de bir hayat aramıyor değilim. iş kuracaksam o da lazım. ben de anneme zengin bir ailenin kızını alak dedim. bakalım ne olacak :)

"evlilik" "aile" "paylaşım" gibi kavramlar üzerinde bir kere daha düşünmenizi tavsiye ederim.

hayatınızla ilgili böylesi önemli bir karara "ben de anneme zengin bir ailenin kızını alak dedim" diyerek pazarcı zihniyeti ile yaklaşıyorsanız; evet kurun kendi işinizi, sizde başarı pırıltıları görüyorum. hayatınız almak-satma üzerine temellendirilmiş.

evlilik; yapsam mı acaba? denilerek, soru işaretleri ile yapılacak bir şey değildir. mantık evliliği yapmıyorsanız tabi... eh, mantık evliliği yapacaksanız da bulaşmayın zaten. siz hayatınızı ve ne yapmak istediğinizi net bir şekilde ifade etmişken durduk yere, sırf iki akrabanın lafı için evlenilmez, kimse ümitlendirilmez.

diğer yanda aşıksanız işler değişir. sevdiğiniz insanla hayatı paylaşmak düşüncesi kalpten gelir, aksine birileri bunu yapmanıza engel olsa, engelleri aşmak için deli divane uğraşırsınız. sevdiğinizin kokusu olmadan uyanmak, akşamları eve geldiğinizde kocaman sarılmak... iki tabak yemeği paylaşmak...

kısacası mantık evliliği yapacaksanız; sizin gelecek planlarınızda evliliğe yer olmadığı aşikar; yapmayın.
aşk evliliği zaten duyuruya sorularak, evlensem mi acaba kaygılarıyla yapılacak bir iş değildir. bu noktada "aile" kavramını eksik algıladığınızı ve maddi olarak yapsanız da manevi olarak bunun sorumluluğunu alabilecek bir yapıya sahip olduğunuzu düşünmüyorum. kısacası; aşk evliliği de yapamıyorsunuz.

soru abes; evlenmeyin siz... kendi kendinize de mutlu bir hayat kurabilirsiniz.


edit:@markasız

"nerden baksan evde bir kadın besleyeceksin" cimlenize ithafen kadın evde beslenecek bir hayvan değildir. zihniyetinizi ya da düşüncenizi ifade ediş tarzınızı şiddetle kınıyorum.

sizin "saçma sapan harcama" olarak adlandırdığınız şeye biz "evlilik hazırlığı" diyoruz.
kaldı ki birbirini seven iki insanın hayatlarını geçirecekleri evde yaşamak için ihtiyaç duyacakları eşyaları alması gereklilik olduğu gibi beraberce eşya seçmeleri de birbirlerinin tercihlerine saygı duyduklarının bir ifadesi, ortak bir beğeni yakalama becerisi ve bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde bütçeyi kontrol etmenin bir yoludur.

olm istemiyorsan evlenme sorunun cevabını vermişsin işte.
toplum seni başka bir şeye daha zorlasa yapacak mısın?

evlenip napıcan çok merak ettim.

evlendikten sonra hayat bitmiyor, aksine farklı bir şekilde güzelleşiyor.

#azeroth un dediğine ithafen; toplum sana atla dese atlayacak mısın?
asaSDfghg güldürdün panpa.

o değilde "nerden baksan evde bir kadın besleyeceksin" ahahahaha bu ne len :). Eniştem de çiftlik de buzağıları satar, bide onu mu besleyeceksin diye. ASdasjgdhj olum çok güldüm nasıl mantık bu :).

Mantık, paralı kadın falan. Sen parayla inşa edersen, parayla çöker o ilişki. Evliliği çok yanlış anlamışsın sen:). Kadının sana, sende kadınına sırtını yaslayacaksın, param var yada yok diye değil. Tanrı korusun, sakat kalsan, kaza geçirsen o kadın değil, annen bakar ilgilenir senle. Yapma gitme evladım :).

Sana sabah öğle akşam sır kapısı yazıyorum.
Bir hafta bunu kullan, tekrar kontrole gel.

asdasafdfgh

istemiosan evlenme. kimsenin seni baskılamasına da izin vrme. sert ve net bir tavırla kimse seni baskılayan, al karşına konuş. kafana göre takıl. millete dert oluyor anasını satayım.

mahnita; kime dert olmuş ki? böyle bir evlilik yapacağına yapma diyoruz:) ne var bunda

değerli bakış açılarınız için çok teşekkür ederim. istediğim tepkileri aldım :) özellikle balık kraker :) çok sevimlisin ama dont feed the trolls :)) canınızı yerim öptüm hoşçakalın.

hayatımın kadınını bekliyorum zaten ben. fakat şöyle ki gerçekten aramıyorum. bekliyorum sadece. bekleme sebebim de kendi işimi kurma isteğim. eğer kendi işimi kurmayacak olsam ortamlar ortamlar yani:)) sürekli arayışta olurum. ama bekliyorum şimdi bakalım. ne olacak ne biticek :)

@arden v2, niye üstüne alınıosun yaw?

toplumdan darlama geliyor diyo ya adam, onları diyorum.

böle bi kesim var toplumda.

sevgiliysen, ee evlilik teklifi yok mu diyolar.

nişanlıysan ee düğün ne zmn? diyolar her gördüklerinde.

evliysen, ee bebek ne zmn diyolar.

ve resmen dert ediniyolar falan.

bak adamın sevgilisi bile yok belki, ee yaşın geld, evlenmeden olur mu zart zurt.

herkes aynı değer yargıları ve aynı hayat standartlarında yaşamak zorunda ya sanki.

bak sinirlendim yine.

öncelikle kendi evin ve eşyaların varsa, evlenince başka eşyalar almanın sadece senin bol bol tüketmeni isteyen sonra onların parasını ödemek için 10 yıl köle gibi çalışmanı bekleyen garip ve saçma bir akımın mantıklı olmadığını düşünmeni ve sırf yeni eşya için evlenecek kadınlarla evlenmemeni öneririm. tabi ki çok eski eşyalarını değiştirirsin ama komple bir ev yapmak saçmalığın daniskası.
ikincisi evlenmek isteyeceğin kadın karşına çıkınca zaten bilirsin sırf birileri evlen dedi diye evlenilmez.
sen de biliyorsun ki iş kurmakta öyle basit bir iş değil. şimdi sadece kendi görevinle meşgulken iş kurunca muhasebesi, vergisi, alacağı vereceği, satın alması, pazarlaması herşey senin üzerinde olacak, 10 15 eleman çalıştıracak duruma gelene kadarda pek hafiflemeyecek yükün. kazancın ne kadar artar bilemem. bu kadar stresi çekerken sana destek olacak, yanında olacak, değişik bakış açısı kazandıracak bir hayat arkadaşı olması fena olmaz bence. o kalitede birini bulursan, aşık olursan, o kadını eş olarak istediğin için evlen. ama sırf evlenmiş olmak için evlenilmez.

"nerden baksan evde bir kadın besleyeceksin" demişsin öncelikle; böyle düşünüyorsan hiçbir hatun kişisinin başını yakma zaten. Sonralıkla; evlendikten sonra yaptığın masraflar takı taklavat ile aynen sana geri dönüyor hatta daha fazlası bile gelebilir.

Ayrıca evleneceğin kişinin senin parana muhtaç biri olacağını ne biliyorsun? çalışan biri ile evlenirsin sorun kalmaz.

Ama sen evlenmeden önce evliliğe ve evleneceğin kişiye bakışını değiştir bence.

kitaba sıkışmaz ama yine de ufacık tefecik:

gelmedenal.com

hımm düşündüm de belki arkasına silikonla llinkteki klipslerden yapıştırıp, kitap kapağına sıkıştırırak taşıyabilirsiniz? bunlar her türlü kırtasiye ya da ofiste kolayca bulunur.

www.google.com.tr

çok ibnemsi. daha düzgün birşey bilen var mı?

urun.gittigidiyor.com

@nolmus yani bunun ufak olduğuna nasıl kanaat getirdin? kaç cm boyu?

?

çok hoş bir otel...

ben çok memnun ayrılmıştım otelden.

arama.hurriyet.com.tr

çok sevindim, umarım biz de memnun kalırız.

hizmet süperdi ben gittiğimde single malttan guinesse herşey vardı

Japon evleri diye bi şey var. O olmasın?

wowturkey.com


kore anıtı

kore anıtını diyorsunuz galiba
www.korea-fans.com

bu midur?

wowturkey.com

kedit: heh! oyalanirsan, boyle oluyo iste!

Kore parkı

no.

yok öyle birşey:)

Özel doktor ziyaretlerimizi de sigorta karşılasa toptan göçer bu hökümet :)
Diş konusu zaten devlet hastanesi hariç pek sigorta tarafından iplenmiyor galiba. Her yerde hastadan tırtıklıyorlar gibi ama yanlış biliyor da olabilirim.

doktorunuzla konuşup ödemeyi taksitlendirseniz????

tahoma. (outlook yazışmaları tahoma ile yapılıyor.)

lucida sans unicode

resmi yazışmalar times n.r 12 punto ile yapılıyor???

helvetica.

her boka gidiyor.

onun disinda bodoni ollabilir bence.

"outlook yazışmaları tahoma ile yapılıyor" - bu hayatımda gördüğüm en komik açıklamalardan biri. tahoma microsoft'un, outlook microsoft'un, bilmem bir şey ifade ediyor mu bu ?

belge kötü biçimlendirildikten sonra en güzel font bile sırıtır. garamond, bookman, times new roman ve tabi ki arial. bunlardan biri ile, güzel kenar boşlukları, iki yana yaslanmış metin, doğru paragraf aralıkları, cillop. tahoma ve verdana bence bunlara göre daha kibar, daha canlı fontlar, resmiyet hissi uyandırmıyor.

calibri ve verdanadır bence.

demişsin işte. Times New Roman ve Arial. en çok kullanılan bunlar. en profesyonel ise kişiden kişiye değişir. bunun gibi yazı tipleri en profesyonellerden diyelim o zaman.

helvetica

şaşırdım, kimse dememiş

Ben de Century Gothic hastasıyım. Dönüp dolaşıp bu fontu kullanıyorum. Gayet de kibar ve profesyonel duruyor bence.

nerede kullanıldığına bağlı. güzellik bir bütünün içinde anlamlı durmak demek bir yerde.. hangi bütünden bahsediyoruz?

@and justice erol, hocam resmi, profesyonel yazışmalar vs için işte

www.eksisozluk.com

septoplasti'nin yolları taştan.
bir kulak burun boğazcıya görünün. hemen ameliyat önerecektir. başka birine de görünün o da ameliyat onerecektir. üçüncüsüne de görünün o da ameliyat önerirse yapın, önermezse sorununuz da çözülmüş olacak.

IKEA'ya gece gidip kaçır.

ikea yerine mahallenizdeki yerel marketlere sordunuz mu?ikea gibi kurumsal yerlerde bu tip bir hizmete yer vermezler.
ama mahalledeki marketlerde de mal sevkiyatı sırasında kullanmak üzere bu tip araçlardan bulunur.
belki nüfus cüzdanı ve karşınızdaki görevlinin tasarrufuyla en azından geceleri kiralayabilirsiniz?

toptancıları var satın alabilirsin. hatta sahibinden de falan olması lazım. mesela
www.sahibinden.com

@balık kraker, mantıklı bir tavsiye, denenebilir.

@ground, aradığımız araç sepetsiz olmalı ki kolileri indir kaldır derdi olmasın. bir de 600 tl verecek olduktan sonra 2 hamal o paraya kolileri 10 kere taşırlar.

aradığınız çorba bu,

çevredeki marketlerde adıyla ya da net üzerinden daha kolay arayabilirsiniz sanırım.

www.naturamaks.com.tr

yerini bilmem ama bizim mutfak markasının varmış
www.mumsad.org.tr

bir de knorr cabuk corbanın
www.yiyelim.com

büyük marketlerde olsa gerek.

bence erkeklere değil; kadınlara "sizce bakımlı erkek nasıl olur?" vb şekilde sorulması gereken bir soru bu.

erkeklerin çoğunun bakımdan haberi bile yok, neyine cevap verecekler..

herşeyden önce kıyafetleriniz temiz, ütülü olmasa da kırışıksız olmalı.
saçlarınızı mutlaka şekillendirin. uzunsa tarayın ve toplayın, kısaysa en azından bir miktar jöle ile parmaklarınızla şekil verin; tıraşını aksatmayın. briyantinle kafanıza yapıştırmanıza gerek yok ama yataktan yeni fırlamış gibi de dolaşmayın...cildiniz zor bir dönemden geçiyor, tıraş olamıyorsanız da en azından makine ile sakallarınızı kısaltın.

dişleriniz fırçalamayı ihmal etmeyin. hatta diş taşı temizliği yaptırın lütfen...

ayakkabılarınızı temizleyin. spor ayakkabısı giyiyor olsanız bile haftada 1 nemli, bir bezle silin. renksiz bir cila ile cilalayın.

kıyafetleriniz seçerken üzerinize oturmasına özen gösterin. zayıfsanız ve sürekli haddinden fazla bol şeyler giyiyorsanız paspal ve bakımsız durmanız olası.

edit: kadın gözüyle.

Spor yapıyor olmak, güneşe çıkmak filan. Nefret ediyorum spor yapmaktan ama insanın duruşu bile değişiyor.

ikinci derece detaylara gelmeden önce birinci derecede temel bakımı yapınız.
(özele değil genele genel cevap)

- dişlerinizi düzenli fırçalayın. (en azından sabah-akşam)
- dişlerinizi düzenli fırçalayın. (en azından sabah-akşam)
- neresi olursa olsun dışarıdan kapalı bir mekana girdiğinizde ellerinizi mutlaka yıkayınız.
- banyodan çıkınca; kulaklarınızı mutlaka kulak çubuğu ile temizleyiniz.
- el ve ayak tırnaklarınızı temiz tutun. zamanı gelince düzgünce kesin.
- saç ve özellikle ense tıraşınızı düzenli olun. saç baş özellikle ense birbirine girince çok iğrenç görünüyor.
- ter kokmayın. kokusu kötü bile olsa, herhangi bir deodorant veya parfüm kokun ama TER KOKMAYIN.
- çorapları her gün değiştirin.
- özellikle yazın sık duş alın, temiz kıyafetler giyin.
- çok sigara içiyorsanız azaltın. on metre öteden siz gelmeden o iğrenç sigara kokusu geliyor ve/veya çok sigara içilen kişinin evinde nefes bile alınmıyor. kıyafet, saç, deri, ev, evdeki her türlü eşyaya da iğrenç kokusu siniyor.
- dişlerinize bakın. iğrenç şekilde sapsarı veya siyah siyah lekeli değil bembeyaz görünsün.

aklıma geldiği kadarıyla ben temel olanları sıraladım. daha ilerisi ve detay olanlar zaten yazılıyor/yazılacaktır..

uzun saçların yağlı olmasın ne olur :(
bepanthen krem dudağını daha az parlatır

*kadın gözüyle*

kesinlikle uygulamama rağmen erkek olarak aktarayım sana tecrübelerimi. sevgilimle 4 yıldır beraberim hala bakımsızım diye kavga ederiz. 4 yıldır biraz da olsa ilerleme kat ettiğimi düşünüyorum.
- yanaklarda kıl olmasın. ağdayla iple yayla sürekli alın. ben lazerle kökten hallettim 1 yıl sürdü çok da memnunum. burun kılını hiç söylemeyim zaten.
- en önemlisi kıyafetler. kadınlar nasıl ayakkabı ile çanta, küpe ile bileklik vs uyumlu olmalı diye özen gösteriyorsa erkeklerden de aynısını bekliyorlar. kemer siyahsa ayakkabı da siyah olsun. ha bir de spor giyim değil de daha olgun giymek her zaman iyidir. güneş gözlüğünün ayrı bir karizması olur.
- saçlar her daim temiz olsun hafiften taranmış olsun vaksmış jöleymiş gerek bile kalmaz.
- spor yapmak da kendine baktığının göstergesidir.

çok zor lan bu işler yazarken bile yoruldum :))

öncelikle orantısız vücutlu bir insan asla bakımlı gözükemez. düşünsene 180 boy

önden fırlamış bir göbek böyle tşörtte,gömlekde bombe yapıyor,ama kollar incecik kalmışadamın üstünde'ki tşört kendinden geçmiş 2 haftadır giyilmekten..:/

kendine bakım bence;
düzgün beslenme-az da olsa spor-saç sakal traşına özen-kişisel bakım;koltuk altı vs-temizlik-düzgün bir parfüm ve uyumlu ve özenli giyinmekten geçiyor.bir de düzenli hayat şart;bigün 3 te yatıp 7 de kalkıp ertesi gün 11 de yatıp 12 de kalkarsan mala bağlar insan.

abla demeden sorun..

bence ik cı sana şartları sen daha sormadan söylecektir. 2. görüşmede daha çok gündeme gelir bu konular. sana söylerler senden cevap beklerler. olumsuz cevap gelirse senden başka aday çağırırlar

delidir yakalayın, abi bana şartları sormadan cart diye rakam istediler. Yani işin şu boyutu var.

Eğer bana peşinen, şu saatlerde çalışacaz biz derse 2. görüşmeden önce ve ben de ona göre rakamı değiştirirsem, belki de direk rakam bize uymadı diyebilirler gibime geliyor.

Ya da ikinci görüşmede belki de yine saat vb mevzular açılmayacak, daha da sonralara kalacak. İsteğim şu ki kimse birbirinin vaktini boşa harcamasın. Ama emaille sormak ne kadar mantıklı bilemedim

E-mail ile sorun çekinmeyin bunda utanılacak çekinilecek bir şey yok.

kesinlikle e mail ile sorun!

söz uçar yazı kalır diye boşuna demiyorlar. gayri resmi de olsa elinizde size bildirilen mesai saatleri ve diğer sosyal haklara ait bir yazı olsun.

tecrübesi olan bir arkadaşa durumu danıştım, bana şöyle yapmamı söyledi. Referans olması açısından yazıyorum.

Görüşeceğin adam proje yöneticisi olacağı için seni işe alma ya da almama kararını muhtemelen o vermeyecek dedi (direkt olarak). Muhtemelen Türk bir IK cıyla görüşeceksin, Türk'ün halinden Türk anlar dedi.

İkinci görüşmeden sonra bir görüşme daha olabilir dedi. Sana bunlar zten bir teklif sunacaklar dedi. O zaman çalışma saatlerini, yolunu yemeğini, fazla mesai ücreitini, zam durumlarını, olabilecek iş pozisyonlarını falan sorup pazarlık yapabilirsin dedi. Zaten bunlar olmadan el sıkışamazsınız dedi.

O yüzden 2. görüşmeye girecem, görüşme sırasında biri varsa ona soracam ya da ileriki basamaklarda pazarlık yapacam

radika ya da kuzu kulagi.

kuzu kulağı +1

semizotu

beyaz lahana da olur.

tere? semizotu en guzeli ama, icine biraz lor ve domatesle harika salata olur.

lolorosso

göbek, didarz.blogspot.com

ıspanak.

maydanoz, tere, roka, dere otu

sürekli marulla salata yapmak yerine salatanızı çeşitlendirseniz?

örneğin; çoban salata, gavurdağı salatası, havuç-karalahana rendesi...

ben 3 gündür taze fesleğen (pazardan aldım) domates ve kuru soğanı karıştırıp bu üç malzemeyle basit salata yapıyorum. üzerine sos olarak balsamik sirke döküyorum. içine biraz beyaz peynir ekliyorum ya da eklemiyorum. o günkü isteğime göre...hatta dün akşam içine taze badem içi attım bir avuç... mis gibi oldu. sürekli marulla salata mı yapılır?

baby spinach dedikleri cok taze ispanak olabilir. ispanak tadi gelmiyor ve cok fresh.

@ balık kraker ben de o yüzden sordum zaten :D ama dediğim gibi diyetteyim. havuç yok, gavurdağ olmaz (ceviz)

www.google.com.tr
www.google.com.tr

mesela

lmgtfy.com

bildiğim kadarıyla roger waters'in yazmış olduğu ça ira operasında da sopranoo uzakdoğulu bir kız.

hatta şunu buldum:

And there are recognizably operatic voices: the baritone Bryn Terfel, the tenor Paul Groves and the soprano Ying Huang each sing several roles.

hiç bişey almaya gerek yok bence.eski kazak,yünlü giyecek tarzı birşeyiniz varsa onu ufak boyun yastığı tarzı bir şeye dikin.yada etrafını güzelce kaplayın.önüne atın kedinin güzelcene oynar ;)

büyükçe bir miktar alüminyum folyoyu elinizde top haline getirin; atın önüne delirecektir. al.folyo hafif olduğu için ağzında istediği yere taşımaya bayılıyorlar. isterseniz eski bir kadın çorabının içine koyup ipli hale de getirebilirsiniz.

kalınca bir peçeteyi alın. orta yerine düğüm atın, sonra bir tane daha bir tane daha. topa benzer bir hale ta ki düğüm atılmayacak hale gelene kadar. işte size sessiz be yine bayılarak oynayacağı bir top daha. isterseniz bunu buzdolabı poşeti ile yapın. çıkan hışır hışır sesi de seviyorlar.

lazer pointer. "bir kedi nasıl delirtilir" sorusunun tek yanıtı. gözüne tutmayın. bununla oynatın. evde bir uçtan bir uca uçarken görebilirsiniz kedinizi...

pinpon topu. ama alt katta oturanları da düşünmek lazım, tıkır tıkır tepelerinde... ya da sakladığı yerden gece bulup oynamaya başlarsa sizin uykunuzu bölebilir.onun yerine silikonla yapılmış pinpon topu kılıklı toplardan alabilirsiniz. ancak aklınızda olsun, kedinizin yanında bu topları yerden sürükleyerek ileri doğru atın. fırlatmak ya da topu zıplatmak kedinizin ödünün patlamasına sebep olur.

kedinizin ağzından yavaş yavaş çekmek suretiyle 60-70cmlik bir ip çıkarmak istemiyorsanız eğer asla ve asla kedinize yünden yapılmış yumak, kurdele v.b vermeyin oynasın diye.

kısacası kedi oyuncağına para vermek son derece gereksiz bir iş.üstelik evde oyuncağını sürekli olarak kaybedecek, gidip yenisini almak zorunda kalacaksınız.

peki tırmalaması icin ne vermek gerek? halıları falan heder etti benim.

tırmalaması için tavsiyem karton koli veya bildiğiniz süpürgedir. ama evin her tarafından süpürge çalısı ve parça pinçik edilmiş kartonlar toplayabilirsiniz, arkamdan küfretmeyin.

bu hazır satılan tırmalama oyuncakları falan işe yarar mı peki?

işe yarar yaramasına da kedi denilen keyfine düşkün hayvan onu sevmeyebilir. hatta demin süpürge ve karton kol, dedim, onu da semveyebilir. yani siz ona özel karton alırsınız, p gidip odadaki içinde eşya duran koliyi tırmalar.

benim kedim de koltukları tırmalamayı pek severdi. koltukların kumaşını değiştirirken çıkan kumaştan ona tırmalama tahtası yaptım. hatta patilerinden tutup onu tırmalattım falan, yüzüne bile bakmadı. gitti eski gazete koyduğumuz karton koliyi parçaladı. yani beğenirse işe yarar. beğenmezse köşede süs diye durur öyle, kedi yine halıları tırmalar.

www.google.com.tr

www.digsdigs.com

www.google.com.tr

kediler tırmanmayı severler. buna benzer şeyler yapabilirsin. gidip de petshoptan alma.

Kediler bebekten alışmadılarsa sonradan yeni oyuncağa pek sarmıyorlar.

elinden birçok kedi geçmiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki kedi için öyle teferruatlı, büyük, pahalı oyuncaklar katiyen almayın. en standart oyuncak tırmalama kulesidir güya kedi edinen fiks bir tırmalama kulesi alır ama 4'te üçü suratına bile bakmaz. gider üçlü koltuğun en görünen tarafında, salonun perdelerinde, holün halısında yapar tırnak törpüleme işini. şu ucunda tüy olan oltalar da fiyasko aynı şekilde. en fazla bir iki gün oynar. üçüncü gün sıkılır, gider eve giren nokta kadar meyve sineğini kovalamayı tercih eder.

merdivenler ya da raflar işe yarayabilir. yüksek yerlerde uyumayı seviyorlar çünkü. kendilerini bi bok sanıyolar yüksek yerde pinekleyince, aslan psikolojisi. ama onları da gider ikea'dan alırsın, olmadı kendin yaptırırsın. pet shop'a düdüklenmeye giç gerek yok.

şu çıngıraklı küçük toplar ya da renkli sünger toplar çoğunlukla işe yarıyor ama. evin içine at iki üç tane. sıkıldıkça bulsun oynasın, ordan oraya taşısın. bazıları köpek gibi, attığın topu yine sana getirebiliyor vakit ayırırsan. bizim büyük kedi öyle mesela. ama bunun haricindeki oyuncaklar para israfı bence.

Ben şunlardan almıştım:

www.ebay.com

50-60 santimlik bir tünel. Bir ucunda iple bağlı çıngırak ve top var. Deliler gibi oynuyor, hiç bıkmıyor. Gerçi ben açık artırmadan denk getirdim, 13 küsür liraya geldi kargo dahil. Yalnız bizimki henüz 2,5 aylık ve bunu aldığımda 1,5 aylık civarıydı. Yaşıyla alakalı olabilir, bir arkadaş yazmış da söyleyeyim dedim.

Alüminyum folyoya katılmakla birlikte, pinpon topu derim. Durdurmak için pati attıkça top daha da hızlanıyor ve çıldırıyor kovalarken. Etrafta topun kolayca altına kaçabileceği bir şey yoksa şiddetle tavsiye ederim. Sözlükten bir arkadaş tavsiye etmişti, iyi ki almışım dedim. Hepsiburada'da 1 liraya 6 tane satılıyor kargo dahil.

Oyuncak alma diyenleri de anlamıyorum. Her kedi aynı şeyden hoşlanmıyor ki, neden "evden şunu-bunu önüne at gitsin" tarzı cevapları veriyorsunuz?

Ek: Lazer de olabilir. Her kedi aynı tepkiyi vermiyor lazere ama bir adet yeşil veya kırmızı lazer almakta fayda var en ucuzundan. Severse duvara bile tırmanabilir.

hem host olmuş hem surf yapmış çok arkadaşım var. mallar da denk gelmiş tabii ama geneli memnun. ben 1 kişiye host oldum. o da kendini profilde isveçliyim diye tanıtmış, ama meğer bilmemkaçıncı nesilden dedesi zamanında güney afrikaya kaçmış, sülalesi orda doğma büyüme yani. isveçle tek alakası sarışın olması. bir de ben evde yokken "ben gideceğim ama param yok" demiş, ev arkadaşımdan para istemiş. ama o bende de yok diyince benim odama girmek istemiş belki bende vardır diyerek. böyle garip tipler de yok değil. o yüzden o tırsış haklı bir tırsış olabilir.

birkaç yıldır kullanıyorum, sadece bir kere kötü bir olayla karşılaştım, ama zaten yaşadığım 30 kadar deneyim arasında 1 tanesinin nahoş olması az bile. türkiye'de de, yurtdışında da defalarca kullandım, host oldum, surfer oldum, buluşmalara gittim, yemeklere gittim ve hayatımda başıma gelen en güzel şeylerden biridir.

kıstas olarak aldığınız şeyler neler oluyor. sizi biri davet ederken aldıkları kıstaslar ne oluyor peki tahminen?

profilin dolu olması çok önemli. mesela kendini tanıtma kısmını "beni tanımak isteyen msj atsın;)" ya da "uff çok uzun şimdi, buluşunca anlatırım" tarzında şeyler yazmayın. oraya yazdığınız filmler, kitaplar bile önemli, çünkü ben seçerken onlar bile etkili oluyordu. bir de referanslarını okuyorum kişilerin, ama siz yeni başladığınız için pek referansınız olduğunu sanmıyorum. hiç yoksa da önemli değil, dolu bir profil ve birkaç fotoğraf yeterli olacaktır başlangıç olarak. yüzünüzün net olduğu fotolar olursa ve 7-8 tane foto koyarsanız daha güven verici olur.

bir de referans sayısı değil, niteliği önemli. yani kankalarınızı toplayıp "çok kral adamdır on numara" yazdırmanın bir faydası yok. hostlardan ya da surfer'lardan gelen referanslar çok daha önemli. o da zamanla olur zaten.

ben henüz surfing işine girişmediğim için bilmiyorum davet ederken ne gibi kıstaslar arıyorlar. bu yaz göreceğiz bakalım :) deneyimliler devreye girerse bu soru için daha uygun olur tabii. ben surfer olmak isteyenlerde referanslara bakıyorum, kimler ne yazmış hakkında diye. şimdilik sadece 1 kişi için uygun vaktim ve ortamım oldu, onun referanslarında da kimse dememişti bu adam isveçli falan değil, güney afrikalı diye :) zaten negatif referans yazan hiç görmedim ben daha.

evet, genellikle negatif referans yazmamaya çalışıyorlar, ama ben birkaç tane karşılaştım. genelde "çok sarhoş oldu, eve kustu." ya da "çok pisti, evi bok gibi bıraktı, gitti.", "sarhoş oldu, bana sarkıntılık yaptı.", "gece 4'te geldi, beni uyandırdı.", "gelmeyeceğini söylemedi, akşama kadar bekledim, aradım, açmadı." vb. şeyler gördüm, ama gördüm yani. hiç yok değil. davet etme ve edilme kıstasları da aşağı yukarı aynı zaten. zevklerine, hobilerine bakarsın. bildiği dillere, gittiği ülkelere falan bakarsın. resimlerine bakarsın. referanslarına bakarsın. başka da bir şey yok zaten. :D maksat ortak noktan olduğu insanları evine al ki, hem muhabbet konusu olur, hem de birbirinize bir şeyler katarsınız. ben öyle yapıyorum yani.

bir de bazı insanlar yalnızca uyuyacak yer arıyor, birinin onları gezdirmesini istemiyor, kendi keşfetmek istiyor. bazıları da hem gezdirsin, hem braber kalalım, istiyor. onu da konuşun önceden. adam gezmek ister, senin zamanın uymaz ya da adam gezdirilmek istemez, sen illa seni şuraya da götüreyim, dersin, falan.

couchsurfing'den onlarca kişiyi evimde ağırladım. arada birkaç olumsuz deneyim oldu ama çok ufak tefek şeyler. samimiyetsizlik, söylediğinden daha geç saatte gelme, banyoyu ıslak bırakma, vs.. bu olumsuz deneyimlerin hepsi de doğru dürüst referansı olmadığı halde öylesine kabul ettiğim tiplerdi.

konakladığı ve ağırladığı kişilerden olumlu referanslar almış, profilini özene bezene doldurmuş ve sizinle de doğru dürüst yazışan kişileri kabul ederseniz sorun yaşama ihtimaliniz son derece düşük.

bir de öncesinde ve geldiklerinde tabi beklentilerinizi iyi ifade edin. örneğin kimisi uzun uzun muhabbet edecek, beraber takılıp gezecek birilerini arıyor, kimisi de yalnızca gelip çok rahatsızlık vermeden geceyi geçirmek istiyor, kimi yemek yapıyor, kimi partiye götürüyor...

yav bu soru kaç defa soruldu. biraz arayıp baksanız...

cevap: referansları iyiyse hiç bi şey olmaz.

cs'de bir kere misafir ağırladım.
hiç referansı yoktu. hemcinsim olduğu için güvendim.
hiç bir sıkıntı olmadı, çok da eğlendik.
ancak yeni bir ülke/şehirde oldukları için (ki benim misafir bir kongreye gelmişti, toplantıdaydı tüm gün) kesinlikle yaptığınız program şaşar. bunu kabul edin.
ya eve gelirken bir yere takılır, ya bir şekilde tanıştığı biri ona gezmeyi teklif eder onunla kalır. genelde cep telefonları olmadığı için iletişim sorun olur, evde beklemek zorunda kalırsınız. bu yüzden program yaparken esnek olun.

kuru baklava????
ben güllüoğlu'ndan alıp gitmiştim fransa'ya.
sürekli yurtdışına gönderdikleri için işi biliyorlar, akma kokma v.b olmadı. mis gibi yendi.
hatta ablamın kurumunda çalışan tüm türkler anında toplandı, bayram ettiler. bilsem o kadar mutlu olacaklarını bir yerine 2-3 kutu alır giderdim.

böyle hediyelik olarak aklıma bir şey gelmiyor, ama ağızlar tadlansın diye yerinden alırsan lokum olabilir sanki. Yurt dışında çoğu şey var ama çoğunun tadı vs. de buradaki gibi değil :)

lokum, baklava, türk kahvesi, rakı.

bana bunlar önerilmişti. henüz götürmedim. :)

hocam sıkça yurt dışında yaşayan biri olarak sana sadece yemek götür diyorum. ilk o özleniyor en çok da o özleniyor.

baklava olur, bir kangal sucuk olur, beyaz ekmek olur, simit olur ne bileyim bavula koyabileceğin türkiye'ye has bir yiyecek on numara olur :)

Ben Tekirdag Raki istiyorum genelde, o kolay bulunmuyor.

Hangi ülke? Yiyecekleri bazı ülkelerde sınırdan sokamıyorsun, bilgine.

Götüreceğim ülke İsviçre arkadaşlar.

zeytinyağlı sarma.

hicbirseye duzgun paketlerseniz bir sey olmaz.
ben zamaninda amerikaya 5 kalip beyaz peynir, 2 sise raki, 3 kavanoz bademli yesil zeytin, 4-5 adet sucuk, 2 kg manti, 1 kiloya yakin turk kahvesi, 30 adet de simit goturmustum. hic birine de bir sey olmadi okuz gibi yedik hepsini 1 ay icinde :)

para var huzur varsa al.

öyle de. elimde patlamasın yani, başka markaların başka modelleri de var. veya o paraya hem çamaşır, hem kurutma makinesi alabilirim ayrı ayrı. iyi midir sence?

kesinlikle kurutmayı ayrı, çamaşır mak. ayrı almanızı tavsiye ederim.
nasıl ki cep telefonunuzla çektiğiniz fotoğraflar pro. bir foto mak. ile çekilmişlere nazaran daha az tatmin edicidir, çift işlevli pek çok makine için de bu böyledir.

ben yıllarca linkteki makineyi kullandım. çok da memnundum.

www.siemens-home.com

çamaşırı kurutmasının yanında hemen kapak altındaki mikro filtreye topladığı kumaş tozları alerjimi neredeyse bitirdi.
çamaşır yumuşatıcısı kullanmadan çamaşır yıkamaya başladım. minimum kimyasal teması... üstelik artık sertleştiği ya da kumaşı bozulduğu için kullanamayacağımı düşündüğüm yedi senelik havlularım, penyelerim, çoraplarım ilk günkü yumuşacık haline döndü.

hem çamaşırı 12 kg yıkadıktan sonra ıslak ıslak çıkaracak; ikiye bölecek, iki saat sepetin içinde o halde bir partiyi kurutmasını mı bekleyeceksiniz?
kurutma makinesinin başında nöbet tutacaksanız bu işin pratikliği nerede kaldı? gün oluyor uyku geliyor, misafir geliyor...bir şey çıkıyor makinede kalıyor çamaşırlar. yarısı kurutmada, yarısı ıslak şekilde dışarıda... bana pek pratik gelmedi.

@balik kraker tavsiyen için teşekkürler, halihazırda 7 kglik makinem bana yetiyor. yani makine büyük diye 12 kilo doldurup ikiye bölmek yerine 7 kg koyar hem yıkar hem kurularım hem de yer tasarrufu yaparım diye düşünüyordum ama sanırım haklısın. senin makine kuru temizleme yapıyor mu?

beyaz eşya bayilerinin tamamı kombo makinelerden uzak durun tavsiyesinde bulundukları için ayrı kurutma makinesi aldım ben bosch, çok memnunum , komboların performansı bir yana, tezgah altı kullanılmaları uygun değil, her iki yanından da en az 30 cm açık alan bırakmalıymışsınız kurarken, bu da aklınızda bulunsun.

@ok by
beğendiğim model: Samsung WD7122CKC Ag+ 12kg 1100rpm Kurutmalı Çamaşır Makinesi

elmas kazan, seramik rezistans ve kuru temizleme özelliği beni cezbetti. ama aklım karışık, kime sorsam ayrı ayrı al diyor, ama iyi yer tasarrufu sağlıyor bu şekilde. ve 12 kilo sağlam bir kapasite. ama benim kafamda 7 kilo yıkayıp aynen kurutma var. çamaşırı bölmek zor olur.

en son 4-5 ay önce saturn'de 2500 tl civarında idi.

max frisch - günlükler

otobiyografi olmasa da biyografi olarak: Nuri Demirağ Türkiye'nin Havacılık Efsanesi - Fatih M. Dervişoğlu

aydın boysan- uzun yaşamın sırları

Corazon cok oldu onu okuyali ama guzeldi ferhan sensoyunda guzel bi kitabi var ani tarzi bu tarz seyler olabilir..

Aydin boysani nedense okuyamiyorum pek sarmadi beni..

nasuh mahruki - bir dağcının güncesi
yine mina urgan - bir dinozorun gezileri
robert m pirsig - zen ve motorsiklet bakım sanatı

bilumum seyahat kitapları (mustafa andıç - güney amerika gibi)

ülkü tamer-yaşamak hatırlamaktır.

gündüz vassaf'ın nehir söyleşi kitabı. gündüz feneri isminde. büyük tavsiye.

ismail biret-peynirli çikolata saatleri.

çok eğlencelidir.

edit:

www.pandora.com.tr

nescafe gold.

nescafe gold +1

fındıklı coffee crown

tchibo kahveleri...
nescafe'den çok daha lezzetli bence

tchibonun kahveleri bence de gayet lezzetli. filtre kahve için de devasa bir makine düşünmüyorsanız bile french press öneririm. hem daha sağlıklı bir kahve içmiş olursunuz hem de daha lezzetli olur. maliyeti de gayet makul.

(bkz: french press) + 1

kol düğmeleri?
ilk işini aldığı gün ya da evlenirken giyeceği gömleğinde kullanabilir.

bence sormadan almak yerine sana bi hediye alacam sen seç diyebilir. Aklında bişeyler vardır belki.

laptop alacağına motorsiklete merakı varsa olabilir :)

Bisiklet forever.

Babam bana Mont Blac almıştı. İşte çok süksem olmuştu. Bir de müşterilere karşı ciddi, ve tecrübeli bir görüntü veriyordu.

motorsiklet alma. hız falan yapar hiç gerek yok.
bence macbook pro al.

klas bir kol saati alabilirsin. uzun yıllar kullanır.

sizin mesleğinizi bilmiyorum ama laptop gidip almayın, öyle bir şey seçecekse kendi ihtiyacına uygun olarak kendisi alsın. daha teknik olmayan genel beğeniye uygun olacak bişey alabilirsiniz. şık bir saat/kalem olabilir mesela. tabi oğlunuzun ne yapmak istediği de önemli. yapmak istediği meslekle alakalı bir şey de olabilir.

bilgisayar mühendisi kalemi, kol düğmesini ne yapsın? ağzını bir arayın işine yarayacak bir şey alın.

oyun seviyorsa diablo 3 alabilirsiniz :)

saat+1

geç kalmayaydın diablo3 CE alırdın :(

araba alın. ulan ne analar babalar var ya. beni de evlatlık alsanıza teyze/amca

abarti, piercingleri ve kucucuk kupeleri de cikarttiriyorlar. insanlar arabalarinin anahlarinin ayakkabilarinin tabanlarina koyuyor.

ama kimilerimiz pek rahat giriyor, o da gozden kacmiyor.

ben gecen sene ales,üds,kpds alayına gırdım kımı okulda dedektor vardı kımınde elle yokladılar sansa baglı bıraz. Bozuk paraları ve anahtarları çorabıma koymustum ben gayet de gırmıstım ıstersen araba anahtarını selpak paketının ıcıne koy elınde gır bır daha gırersem kendım denıcem bızzat. Mıllet elınde selpakla gayet gırıyordu cunku.

selpakla girenler şanslıymış. ben nezle olduğumda yanımda ekstra 2 parça havlu kağıt koparıp götürmüştüm de almamış, çöpe atmışlardı.

en son girdiğim sınava saçımı plastik tokayla bağlayıp gitmiştim. almadılar. mecburen çıkardım tokayı. papaz gibi saçlarım gözüme gire gire çözdüm. yanımdaki kapalı arkadaş direk geçti. yani bunu "onlara torpil geçiliyor" anlamında söylemiyorum ama ortada salakça bir uygulama olduğu kesin.

ayrıca bir sınava aç gitmiştim, girmeden önce bi topkek aldım. kapıdan içeri sokmadılar. hemen orda ağzıma tıkıp girdim içeri. bir de baktım cep telefonunu cebimde unutmuşum...

girilen yere göre değişiyor. pazar günü ales'e girdim. bozuk paralar, çakmak cebimde, kimlik, 2 tane sigara elimde, kulağımda küpe, hiçbir sorun olmadı. dedektörden geçerken de öttüm, cepleri yokladılar, geçirdiler öyle.

Türbanlıları rahatça alıyorlar sınava, ama başı açık kızları toka vs. bahanesiyle donuna kadar arıyorlar, yazık, çok yazık....

Çok aptalca bir durum oldu.Çapa anadolu öğretmen lisesinde girdim.Anahtarlarımı ve cüzdanımı aldım gergindim.Polis farketmedi anahtarlığı "ohh dedim atlattım".Lakin sonraki aşamada kimliği çıkarmak için cüzdanı çıkardım.cüzdan çıkarken bozuk paralar etrafa bir güzel savruldu.eğildiğimde ceketin üst cebinde usb varmış o da düştü.rezilliğin dik alasını yaşadım.birde malak gibi ehliyetle gittim kabul etmediler.git gel 40tl taksiye bayıldım.ben böyle günü napayım

kabağı dilimleyip kekik nane ile fırına verebilirsiniz. yoğurtla gayet iyi olur.
karnabaharı da haşlayıp domates, kekik, sarımsaktan oluşan bir sosla tüketebilirsiniz.

karnabaharı haşlayıp, limon ve yoğurt döküp yiyebilirsin. bi de salçalı bi karnabahar yemeği vardı ben bilmiyorum nasıl yapıldığını ama biraz sonra tarifler gelir onun için de.

bir arada yeme bence paçandan akmasın sonra dikkatli ol.

Bir de ben bir soru sorayım madem mevzu karnabahardan açıldı, bunun kızartması yapılır mı ve güzel olur mu sos mos yapıp bana bana yense?

karnabahar kızartması 10 numara oluyo, domatesli sos yapıyosun (bolonez gibi) üzerine döküyosun sarımsaklı mmmm

ama tabi daha light'ı karnabaharı şöööyle bir zeytinyağına bulayıp elleri de bulaştırıp fırınlamak

kendime de tik atıyorum valla tarif yazdım :P

@condom bizim komşu yapıyor çogzel oluyor diye, ben karnabaharın kendisini hiç sevmediğimden ilgimi çekmiyor ama diğer yemeklerini seviyorsanız güzel gelecektir.

karnabaharın pirinçli yemeği de fena değildir, aynen ıspanak ya da pırasa gibi yapabilirsin. bir ortaboy soğanı zeytinyağında kavurup yarım yemek kaşığı salçayı kızdır, sonra paşa gönül kriterlerine göre küp küp doğranmış bir havuç, bir domates ilave edebilirsin. çabuk piştiği için en son karnabaharlar atılacak, dal dal ayırıp karışıma ilave et, biraz da su ekleyip kaynayınca bir avuç pirinç ekle. hepsini birlikte yumuşayıp yenecek kıvama gelene kadar pişir, afiyet ola =)

karnıbaharları kaynamakta olan suya atıp hafif haşlayın. süzün, bir kenarda beklesin. havuç rendeleyin. havuçları karnıbaharların üstüne dağıtın. bir kapta limon duyu, dövülmüş sarımsak, zeytinyağı, bir çimdik toz şeker, karabiberden oluşan bir sos hazırlayın. üstüne gezdirin. kıyılmış maydanoz veya dereotunu da serptiniz mi üstüne, oh mis. aynı şekilde haşlanmı karnıbahar, rendelenmiş havuç, kıyılmış maydanozu yoğurtla karıştırıp soğuk salata gibi de tüketebilirsiniz.

kabakları ince dilimleyip, yarım piyazlık doğranmış soğan, küp küp doğranmış domates, zeytinyağı, tuz, sarımsak ile birlikte su ilave etmeden yayvan bir tencerede karıştırın. tencerenin üstünü folyo ile kapatın ( bir nevi düdüklü tencere mantığı), kaynama sesini duunca altını kısın, yemekten güzel kokular gelmeye başlayınca kapatın. ılıklaşınca bol taze dereotu üstüne. bu yemek dinlendirilmeli bir gün, şahane olur.

@condom karnıbaharı hafif haşla sonra tavada yağı kızart haşlamış olduğun karnıbaharı yumurta ve una bula kızart üzerine de sarmısaklı yoğurt.harika olur yada karnıbaharı haşla zeytinyağına iyice dövülmüş sarmısağı ve tuz u koy karnıbahar üzerine dök az da pul biber harika olur ama sarmısaklar diri olmasın.. yok bu böyle olmuyor türkiye ye gelmem lazım canım çekti.

karnıbahar ancak kızartınca güzel oluyor, sulu yemeğini yiyemiyorum kendimi zorlamadan..

ama kabak için şöyle bir önerim var: zeytinyağı ile bir soğanı hafifçe pembeleşinceye kadar kavurup üzerine domates rendesi birazcık da salça koyup karıştırıp sonra da küp küp doğranmış kabakları atıyorsun tencereye. en son da nane, dereotu falan ekliyorsun. yoğurtla beraber süper öğün oluyor. afiyet olsun.

benim karnabaharlı diyet yemeğim;

karnabaharı su-süt karşımında 5 dakika haşlayın. hatta haşlamakla uğraşmayacaksanız kaynar su-süt karışımında bekletin bir kaç dakika, süzün.

bir fırın kabına koyun.(borcam v.b. ben borcam kek kalıbına koymuştum başka uygun fırın kabım olmadığı için)

yağsız kıyma (100-15 gr kadar) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile (fazlasına gerek yok) kavurun. içine sarımsak, rendelenmiş havuç, salça 1 domatesinde rendesini ekleyip pişirin. (toplasanız 10 dak. sürüyor bunu hazırlamak) tuz ve istediğiniz diğer baharatları ekleyin.

karnabaharın üzerine dökün ve fırına verin. 20 dakika kadar pişsin, dilerseniz üzerine light kaşar rendeleyebilirsiniz.

lazanya gibi oluyor.üstelik yağsız.

afiyet olsun.

kabaklari dilim dilim kes, seviyorsan acili zeytinyagi dok ve firina ver. pistikten sonra rejimini etkilemeyecekse birazcik taze kaar rendeleyip firinda eriyene kadar beklet. muhtesem oluyor.

özel ingilizce dersi.

@brkylmz , onu da bulmak kolay midir ki? bi de burda yaklasik 6 ay falan kalmak niyeti. eger calisma izni alamazsa 3 aydan fazla kalamayacak , ondan sonra anca 3 ay sonra gelebilecek.

ozel ingilizce dersi , hele eskisehir'de cok fazla pazara sahip degildir bana kalirsa. arti turkcesi yok , hani native speaker olabilir ama ingilizce ogretmegi turkcesi olmadiindan yapamaz heralde.

uyuşturucu kuryeliği dışında sadece vatandaşlığa pek prim verilmiyor meslek açısından. part time kendi mesleğini yaparken bir yandan da ingilizce özel ders verip paraya nasıl isterse öyle seslenebilir.

eskisehirde bunu yapan kurs var mı bilmiyorum ama, istanbulda ITI'a gelsin br alıgına, ya da hangi ulkedeyse orada da arastırabilir. CELTA denen bir program var, cambridge uni'nin uluslararası ingilizce ogretmenliği sertifika programı. kolay bir şey değildir yalnız, bildiğiniz hızlandırılmış formasyon gibi bir şey, teknikler vs onemli.

onu aldıktan sonra, cok daha yuksek maaşlarla iş bulabilir öğretmen olarak. eskisehirde wall street var mesela. muhtemelen 1500 ve üstü bir maaş alır. gerci polonya aksanı agır basıyorsa zor olabilir.

özel ders verecekse de ucreti yuksek tutabilir bu durumda.
"madem yabancı o zaman ingilizce ogretsin" demeyin yani, sertifikasyon cok onemli artık.

eskişehirde kaç yıl önce native speakerlara 3000-3500 tl maaş ödüyordu kurslar.
kendi ayağınızla gittiğiniz zaman fiyat otomatik olarak düşüyor tabii. bu kurslarda çalışan native olan pek çok tanıdığım oldu.

şimdi; sizi onlar davet ediyorsa; yüksek maaş+kaldığınız evin kirası hatta faturalarını bile ödüyorlar.
erasmus öğrencisi native iseniz ya da temiz bir aksana sahipseniz daha düşük ücretlere çalıştırıyorlar.
siz kendiniz başvurursanız yine aynı şekilde daha düşük ücret teklif ediyorlar.

ayrıca benim tanıdığım native'ler (ki biri kendi ülkesinde de öğretmenlik yapıyordu. ama yapmayanı da aynı yolu izledi) ingilizce kursu+özel kolejde öğretmenlik yapıyordu. böylece çift maaşı oluyordu.

ayrıca eskişehir dil okulu piyasasını yabana atmayın bence. pek çok kurs vardır burada.

my english, evren dil, yes dil, egemiz, önder dil, talk english, wall street, amerikan kültür derneği, amerikan dil okulları...ilk aklıma gelenler.

ayrıca anadolu üniversitesinde okutman olarak da çalışıyorlar.

tabii yukarıda dendiği gibi okul + kursta calısıyorlarsa illegal oluyor bu, zira calısma izni turkiyede kurum bazlı alınabiliyor, kişi kendisi basvuramıyor. Ve mill eğitim artık, ozellikle son 4-5 yıldır, bu teftişler konusunda cok sıkı. benim aynı anda sınırdışı edilen 4 tane tanıdıgım ogretmen vardı aynı okuldan, hem öğretmen hem de kurum ceza yiyor zira. ha ama "beni mi bulacak ya" diyorsanız doğru, yakalanmadan calısan milyon tane ogretmen de vardır eminim.

CELTA alırsa sadece turkiyede değil, kendi ulkesinde, avrupada vs nerde isterse ogretmenlik yapabilir, zira bir kurumda "ogretmen" olarak calısma izni alabilecegi anlamına gelir bu. Diğer türli kişiyi çevirmen, sanat yönetmeni vs gibi abuk subuk unvanlarla legal yapmaya çalışıyorlar.

Ve evet, universitelerde ve iyi kurslarda maaşlar 3500'e kadar falan cıkar ama ogretmenlik akademik egitimi olmayan, native olmayan, tecrubesi olmayan birine de kimse o kadar vermez sanırım. haftada 25- 30 saat olur kursta calısma saati, diger zamanlarda da ozel ders verir, aynı olur.

genelde, eğer ulkeye o kurum getirmediyse kalacak yer yardımı yapılmaz. anlaşmasını gelmeden yaparsa bir kurumla o zaman bilet ve kalacak yer ucretini de kontrata dahil edebilr.

kendi ismini kullan

Telif sıkıntısı olur mu bilmiyorum ama: Hodor

- Hodor?
- Hodor

Hodor'dan daha sempatik bir şeyler olsa daha iyi :)

asumani; açık mavi demektir. melodik, türkçe karakter içermiyor. hem özgün.

simin: gümüş demek.

mihman: misafir demek.

nev: yeni demek.

kentia (bir tür palmiye)

nolina (tropikal bir tür çiçek)

craton(tropikal bir bitki)

areca (bu da bir tür palmiye)

yucca (avize ağacı)

Verda ve Nev gayet hoş bence, ama Verda tekstil adında bir şirket varmış, nev daha anonim ve tam istediğim gibi, seçeneklerden biri şimdilik :)
Zormuş bu işler be :)

Duyurulara bakarken eski duyurumu gördüm, fikir veren arkadaşlar için geç bir teşekkür oldu ama, markamın ismi pera socks oldu. fikir veren herkese tekrar teşekkür ederim :)

Doğrudan kendisine sorun ve ihtiyacı olan bir şey alın.
Bizdeki 34 likör kadehi gibi olmasın..

arkadaşımın evinde hem tartı hem saat olan bir ürün gördüm, çok hoşuma gitmişti.

küçük ev aletleri iyidir. mesela arkadaşım bana şu elektrikli el süpürgelerinden almıştı hala kullandıkça yad ederim.

duvar saati,
şık bir tablo (esselerde bile satılıyor)
zarif çerçeveli bir ayna.

(bkz: borcam)
asşldkaslşd

kendisine soruncada arkads gurur yapıyor hiçbişey alma isyemiyorum falan diye o yüzden bende kararsız kaldım balık için kremit iyi fikirmiş acaba saksıda bir bitki mi lasam diyorum çiçek falan

Ben şuna da bayılırdım;
www.akakce.com

her eve lazım paspas al. bildiğin kapı paspası da olur evin içinde tuvalete banyoya atmalık setlerden de olur. oranj turanj değil de böyle mat bi renk kap git. gayet kullanışlı.

tablo saat süs iyi hoş da senin zevkinle onun zevki bir mi?

karaca 91 parça çatal kaşık bıçak takımı al

patlamaz ancak buhar ve nem sebebiyle telefonunuzun iç aksamı zarar görebilir.

saunada plastik şişeden ya da cam bardakla bir şeyler içmeyi deneyin. ne demek istediğimi anlayacaksınız. 3 dakika sonra cam bardak dudağınızı değdiremeyeceğiniz hale geliyor.

bence sıkıntı olabilir, nem miktarı çok yüksek sauna içinde.

bayagı bi sarıp sarmalarsan ses alamazsın zaten, nasıl müzik dinleyeceksin? bence hiç deneme, iphone yaz sıcağında bile bazen sapıtır gibi oluyo. 70-80 derecede ayvayı yer makine

süper bir icat olduğuna diyecek bir lafım yok fakat patates düdüklüde haşlanmaz diye aklımda kalmış. çok çabuk ve etkili pişirmesi yamultur patatesi diye.

düdüklüde haşlamamak gerek mümkün olduğunca. yani haşlanır, haşlanmaz değil de; dediğin gibi olabiliyor. mümkünse normal tencerede haşla.

minifırın dediğin mikrodalgamı?

patates düdüklüde haşlanır,sorun yok ama yarım saat çok fazla.
15 maksimum 20 dakika yeterli.
sıcak suyu süzdükten sonra çeşmeden akan soğuk suya 1,2 dakika tut.
dolaba koyduğun tencerenin kapağını mutlaka kapat.
en fazla 3 gün içinde tüket.

normal tencerede de denedim. sonuç farklı değildi.
kapalı bir kapta tutmadım hiç buzdolabında, sorun o olabilir.
sıcak sudan çıkınca soğuk suyla yıkamak ne derece doğru emin olamadım ama deneyeceğim.

@05, miktodalga değil. normal minifırın. ızgarasına birkaç tane atayım.

fırında yapmak için genelde folyoya sarıp bir kaç yerinden çatalla patatese de geçecek denli deliniyor ama pişme süresini bilmiyorum. folyo sağlığa zararlı, folyo olmadan da yapılabilir. bu tip pişen patates püre olarak da güzel oluyor sade yemelikte..

mikrodalga olaydı çok güzel kumpir yapardın, buzdolabı poşetine koyup ama normal fırınlarda eriyo galiba buzdolabı poşeti

kabuklarını soymadan yapıyorsun değil mi? soyarak haşlarsan tarif ettiğin gibi oluyor.
ben hiç normal tencerede yapmam, hep düdüklüd yaparım. gayet de güzel olur.
bir de yarım saat çok hakkaten. patatesin büyüklüğüne göre, düdüğünü indirdikten sonra fıslamaya başladıktan sonra 10-15 dk yeterli.
pattisin kalitesi de önemli özellikle tadı için. bazısı acı acı olur mesela. sarı temiz gibi görünen patateslerden değil de tozlu gibi görünen, kahverengi patatesler var ya, onlardan al.

kısacası, normal tencerede, kabuklarını soymadan haşlamyı dene.
senin dediğin gibi bir şey hiç başıma gelmedi.

bir de patatesin haşlama suyuna 1 çorba kaşığı kadar sirke ekleyin. tadı şeker gibi oluyor.

bal+toz zencefil karıştırıp. günde 3 kere 1 kaşık.
tylol hot olabilir mi aradığınız ilaç?

naneyle limonu kaynat bence.

ayrıca

www.eksiduyuru.com

tylol hot değil ama onu da aklıma getirdiğin iyi oldu sağolasın. ya teyzem anlattı telefonda ama tam anlayamadım bir daha da aramaya dermanım yok. minoset konuluyormuş içine daha öncede duymuştum ama tam tarihi bilemedim

kocakarı ilaçlarından uzak durun ve ilaçları sadece su ile için, başka şeyler ile karıştırmayın, ezmeyin, bölmeyin vs vs... grip zaten kendi kendine geçen bir hastalık. dinlenin ve bol su için. böyle garip şeylere gerek yok. minoset içerseniz vücudunuz etkileri daha az hisseder sadece. devam eden yüksek ateş, kusma gibi durumlard doktorunuza başvurun.

belki buradan alacağınız bir mavi boya ile kendi karışımınızı yapabilirsiniz?

kozmozbyhesionka.wordpress.com

not: satıcısı değil, kullanıcısıyım.

renklere bayıldım!

ama benim saçım koyu renk, önce açtırmak falan lazım ki kaçınıyorum oryalden. bir de yarı kalıcı bi saç boyası için pahalı geldi açıkçası, benim saçım uzun, tümü için iki kutu almam gerekebilir. gün aşırı duş aldığım için de hemen akıp gidecek filan.

istanbula gittiğimde daha uygun fiyata satın alırım ben onları, bana şimdi temel bir renk lazım ama çok teşekkürler link için.

içim gitti renklere aslında ama çaktırmıyorum hehe :)

mavi siyah tutmuyo bütün markaları denedim. kuaföre gittim mavi boyattım sonunda. o da akınca o beyaz-sarı saça bile boyadığımda mat lacivertimsi bir siyah elde ettim. bu sevdadan vazgeçin :/ ya da gidin kuaförde yaptırın düzgün bi mavi tonu

tuz nihayetinde zararlı bir şey.
yemek masasından tuzluğu kaldırın ve siz de annenize tuzsuz yemek konusunda eşlik edin.
alışma dönemnde eczanelerde satılan sahte tuzlardan kullanabilir.

özellikle tarif veren bir site bilmiyorum ama ben yemeklerimi oldukça baharatlı pişiririm. hangi yemeğe hangi baharatların yakıştığını belirlemek biraz zevk meselesi.

örneğin zeytinyağı ile pişirdiğim salçasız yemeklere mutlaka toz zencefil koyarım.

enginar, kereviz,pırasa... gibi. soğan kavrulunca 1 çay kaşığı kadar (tepeleme) toz zencefili ekler 1 dakika daha karıştırır ve içine diğer malzemeleri ilave ederim. zencefili yağda çok bırakmamaya çalışıyorum. tadı acılaşabilir gibi geliyor.

köri, kimyon tuzlu tatlar bana göre. ben de yemeklerimi tuzsuz pişiriyorum. köri patateslere, kimyon da salçalı yemeklere yakışıyor.

fesleğen, kekik, nane; domatesli ya da salçalı yemeklere koyulabilir.
domates kullanıyorsam yemekte kekik ve fesleğen, salça kullanıyorsam da nane kullanıyorum. zaten et yemeklerine kekik yakışır.

toz kırmızı biber, her türlü yemeğe eklenir.
karabiber favorimdir. bir ara içtiğim çaya karabiber eklemişliğim var. ama ben toz karabiberden ziyade değirmen olanları tercih ediyorum. 3 renk, hem iri iri çekilince tadını daha güzel veriyor.

tarçın; yaprak sarması harcına, dolma harcına eklerim mutlaka. üstelik tarçın şeker ihtiyacını keser.

yaprak sarması yaparken harcına nane, zencefil, tarçın ve bol çekilmiş karabiber koyarım.

sarımsak!!!! yemeklerimin baş malzemesi.
bir kaç baş sarımsağı koku geçirmeyecek (bu önemli) bir kabın içine rendelim. (siz havanda dövebilirsiniz)üzerine z.yağı ile hava almasını engelledim. yoğurda eklemek gibi çiğ kullanımlar için değil ama yemek yaparken çok pratik oluyor. 1 çay kaşığı sarımsağı ekliyorum yağa, her yemeğe hoş bir aroma veriyor, piştiği için ertesi gün kokmuyor.

yemeklerimde neredeyse hiç yağ (sadece z.yağı vardır evimde) olmamasına ve tuz kullanmıyor olmama rağmen yemeklerimin lezzetli olduğunu söylerler.

baharat kavanozlarım elimin altındadır; yemeği yaparken koklaya koklaya seçerim bu yemeğe ne yakışır diye...

bir de size tijen inaltong'un yemek tarifi kitaplarını öneririm. pek çok baharat, sağlıklı unlar, az yağ ve deniz tuzu ile yapılmış çeşit çeşit tarifler var.

siz tuz maddesini atlarsınız :)

son derece sağlıklı ve lezzetli yemek tarifleri var.

onceki duyurunu simdi okuyorum. yemek tarifiyle filan vakit kaybetme. acilen yapman gereken isleri sayiyorum:

anneni girisimsel nororadyologa gotur. dogrudan girisimsel nororadyologa gidemezsen, dogru durust bir beyin cerrahina gotur ve girisimsel nororadyolog aradigini soyle. eger sah damarina stent takamiyorlarsa, damar cerrahlarinin endarterektomi ameliyati yapmalari gerekiyor.

bunlari yaptirmazsan, annen felc ve yatalak olur ileride.

once bunlari hallet, sonra yemek tarifi filan gibi seylerle ugras. sakasi yok bu isin!

mutfaksirlari.com
mutfaksirlari.com
mutfaksirlari.com

şimdi burdan tarifi vermiyim ama yönlendiriyim: 1-2-3-4 keki tutma garantili en güzel kektir. kakolu sade karısık istedigin icin: karışımının yarısını (yada istedigin miktarı) kakaoyu eklemeden pişirecegin seye (borcam-kek kalıbı vs) döküyorsun, sonra kakaoyu ekleyip kalanını kaba döküyorsun. fazla karıstırmazsan iki renkli olur kekin.
tarifi ararken 1-2-3-4 keki "bereketli olsun" kitabı diye arat.

bunlar güzel ben daha çok "ben her misafire bunu yaparım; asla şaşmaz, yüzünü kara çıkarmaz" diyebileceğiniz tarifleri bekliyorum.

kek pasta özürlüsü ben bile şu tarifi pambık gibi yapıyorum, tavsiye ederim:

kereminkurabiyeleri.blogspot.com

işte, çalış, ev sahibi ol, bilmemne yap, televizyonda sana gösterilenlere inan, internette takılıp beynini ye, parayı yaşlanman için biriktir ve buna rağmen özgür olduğunu söyle falan.

16 yaş anarşizmi falan filan.

v for vendetta

www.google.com.tr

hayır v for vendetta'dan değil bu sözler, sadece guy fawkes maskesi koymuşlar yanına.

"go to work, send your kids to school
follow fashion, act normal
walk on the pavements, watch t.v.
save for your old age, obey the law
repeat after me: i am free"

ayrıca (bkz: #14152607)